We are starting a new series called "Allergy Life Stories, Life Path". In this series, we aim to guide our patients and show our doctors how our patients perceive and experience allergies. Today, we will discuss the topic of spring allergies. Arca, a psychology student, will share her experiences with allergies. She experiences symptoms such as runny nose, itchy eyes, sneezing, and nasal congestion during the spring season. We also learn that allergies can be hereditary and that environmental factors play a role in the diagnosis. Allergy testing is conducted to confirm the diagnosis, and medication is prescribed for treatment. Pollen counts and avoidance measures are also important in managing allergies. Different medications, including antihistamines and corticosteroid nasal sprays, are used for treatment. A form of treatment called immunotherapy, which helps build tolerance to allergens, is also mentioned. The decision on which treatment to use depends on the individual and should be
Merhabalar, Alerji ile Yaşam Öyküleri, Yaşam Yolu isimli yeni bir seriye başlıyoruz. Bu seride hem hastalarımıza yol göstermek, benzer yakınlısı olan hem de hekimlerimize hastalarımız alerjiyi nasıl algılıyorlar ve neler yaşıyorlar onu göstermek üzerine bu kurguyu planladık. Bugün konuşacağımız konuda bahar mevzisi hakkında görüşeceğiz. Ben biraz anlatacağım, biraz Arca'yı dinleyeceğiz. Arca bana soru soracak, ben ona soru soracağım. Böyle bir yarım saatlik görüşme yapmayı hedefliyoruz. Arca hoşgeldin, nasılsın? Hoşbulduk, merhaba. İyiyim, siz nasılsınız? Kendini tanıtır mısın izleyicilerimiz için? Arca ben psikoloji sınıfı öğrencisiyim, 26 yaşındayım.
Son 3 yıldır bahar mevzisiyle karşı karşıyayım. 3 yıldır şikayetlerin başladı dedin, bahar döneminde oluyorsun, hangi aylarda oluyor Arca? Genelde Mayıs ayında başlıyor. Ne zamana kadar devam ediyor? Hazirana kadar devam ediyor. Genelde zaten 3 tip polen var, çayır polenleri, ağaç polenleri ve yabani ot polenleri. Çayır polenleri en çok saman mevzisi sebebidir ülkemize, o da Mayıs ve Haziran aylarında. Hatta bazen Nisan'da da başlar, atmosferde olur. Dolayısıyla sen ve senin gibi hastalarımızın yakınlaları o aylarda genelde başlar. Peki ne şikayetlerin oluyor Arca? Mesela geçen sene ne şikayetlerin oldu? İlk bunu yaşadığımda kendimi grip sanmıştım açıkçası.
Sonra burun kızarması, göz kaşınması, sürekli hapşurma. Sabah böyle uyanıyordum yani. Burun tıkanıklığı da oluyor mu? Burun tıkanıklığı da oluyordu. Peki böyle damakta kaşıntı, kulakta kaşıntı, öyle şikayetleri olabiliyor bazen? Evet oluyor. Emin oluyor muydun? Olabildim. Bazı hastalarımızda böyle öksürük, hırıltı, nefes darlığı da olabiliyor mevsim içinde. Aklın benzeri şikayetler. Bende oluyor mu onlar Mayıs-Haziran gibi? En çok şikayet ettiğim durumda buydu zaten. Mayıs-Haziran gibi öksürüğün, hırıltın da oluyordu? Oluyordu. Peki kulaklarında böyle tıkanıklık gibi bir şey oluyor muydu? Çünkü bazı hastalarımızda da kulak iltihadı yapabiliyor.
Otit diyoruz biz onu tıtrilinde. Kaşıntılı oluyorduk. Bazen kaşıntı oluyordu. Çok güzel. Şimdi 3 yıldır bu şikayetlerim var ama genelde senin gibi hastalarımızın aslında çocukluk döneminde de bazı alerjileri oluyor. Hatta biz ona alerjik giriştiriyoruz. Çocukken belli alerjisi olan kişilerde ileride böyle alerjik asım, alerjik mevze gibi hastalıklar gelişebiliyor. Senin var mıydı çocukken besin alerjin, eczaman, çocukluk eczaması veya mevze? Benim çocukluğumda hiç böyle bir problemim olmamıştı. Aile de olur genelde şikayetler. Ailemde var mı alerjisi olan? Annemde var. Annemde var.
Annemde ne var? Annemde de bahar alerjisi var. Bahar alerjisi var. Başka aile farklarında var mı? Babamda yok, abimde var. Abimde var. Genelde anne ya da baba tarafından bir tarafta oluyor alerji. Anne tarafı gibi görünüyor sende. Hem annende, hem abimde, hem sende saman mevzesi var görünüyor. Alerji aileli bir hastalık. Ama sadece aile öyküsü yetmiyor. Çevresel malziyetlerde son derece önemli. Tanı için sen bana geldiğinde biz seninle önce sohbet ettik, konuştuk. Ben sana bir takım şeyler sordum şu anda sorduğuma benzer şekilde.
Bu sorularımızda ana şikayetlerin ne olduğunu biz öğrenmeye çalışıyoruz. Alerjik mevzeye eşlik eden gözde bir sorun var mı? Sinislerde bir sorun var mı? Kulakta bir sorun var mı? Aslın var mı? Onu tespit etmeye çalışıyoruz. Sürecine bakıyoruz hangi dönemde oluyor diye. Çünkü ona göre polen hangi polen olabilir diye şüpheleniyoruz. Şiddetine bakıyoruz yakınlaların. Yaşam kalitesini, etkisini. Ona göre de ilaç tedavisini belirliyoruz. Bunun üzerine kurulu bir öykü alıyoruz. Öykü çok temel. Ama alerji tanısı için bu öykünün üstüne bir şey yaptık.
Sende de yaptık. Alerji testi yaptık. Test acıdı mı, canım yandı mı test sırasında? Yok hiç yanmadı. Sadece alerji olan şeylerde biraz kabarma oldu. Kabarma oldu. Evet. Alerji pilik testi bu testin adı. Güzel bir şekilde alerji tanısı koyabiliyoruz. Ama bazı ilaç kullanımlarına dikkat etmek gerekiyor. Pozitif testi negatif çıkartabiliyor çünkü. 15 dakikada da sonuç çıkıyor. Kızarttık ve kabarttık olan yerlerdeki şeye pozitif diyoruz. Ama sadece alerji testinin pozitif olması yetmiyor. Muhakkak öyküyle uyumlu olana biz o zaman alerjik mevzu ediyoruz.
Mesela sen söyledin ya Mayıs'a bir anda şikayetim oluyor diye. Senin testinde çayı poleni pozitif bulunduğunda öykünle de uyumlu olduğu için sana mevsimsel alerjik mevzu, saman mevzesi, bahar mevzesi diyebiliyoruz. Testte de sadece aslında polenleri yapmıyoruz. Ev tozu akarı, kedi, köpek, kürf mantarları gibi diğer alerjenleri de yapıyoruz. Çünkü bazı kişiler şikayet olmuyor ama diğerlerine de alerjileri olabiliyor. Şimdi gelelim tedavi kısmına. Buraya kadar bir sorun var mı bu kısımla ilgili? Yok sorun yok. Şimdi tedavisinde de alerji tedavisi, insanın hemen aklına ilaç tedavisi geliyor değil mi? Başka gelen bir tedavi var mı senin aklına? Benim aklıma başka bir tedavi gelmiyor.
Bazı hastalarımız mesela direkt aşı diye gelenler oluyor. Direkt aşı tedavisi asla hemen yapmıyoruz muhakkak. Önce bir takip ediyoruz. Bir tanesi alerjandan uzak durma. Çünkü alerjinin en önemli şeyi alerjenle karşılaştığında şikayetinin olmasıdır. Bunun en önemli özelliği, en tipik özelliği de benzin bitince şikayetlerimiz geçiyor. Demek ki alerjene maruziyet kesilirse şikayet azalabilir. Bunun için de polen takdimlerini takip etmeyi öneriyorum. Ankara Özel'inde biz çok şanslıyız. Ankara Üniversitesi'nin bir polen takdimi var. Günlük sayım veriliyor. Ben epeydir bu takdimi takip ediyorum ve hasta yönetiminde de kullanıyorum.
Hastalarımla da hep paylaşıyorum. Bunun izlenmesini öneriyoruz muhakkak hastalarımıza. Polen alerji Ankara Edu TR sayfanın adı. Orada hangi polenin atmosferde olduğunu ve düzeyini görebiliyoruz. Ama dediğim gibi şu anda aktif olarak bir tek Ankara'da bu uygulanıyor. Diğer şehirlerde güncel değiller. Bu neyi sağlayacak? Mesela şu anda dün itibariyle bugün bakmadım. Ama dün itibariyle senin alerjik olduğun çayın poleni henüz düşük düzeyde. Dolayısıyla henüz sende şikayet beklemeyebiliriz. Ama orta ve üst düzeye yüksek düzey çıkarsa kesinlikle şikayet olacaktır. O zaman bileceğiz ki şikayetler alerji ile ilgili.
Hemen alerji tedavisi başlayacak. Korunmada da bu polen sayısının yüksek olduğu dönemde sabah 10 ile öğleden sonra 4 arası polen sayısı yüksek olur. O saatlerde dışarı çıkmamak olabilir. Gelince eve üstünüzü değiştirip bir hafif duş alma yapılabilir. Cam pencere, araba camını çok açmamak, arabada klimayla serinlemeyi sağlamak öneriyoruz. Bunu öneriyoruz ama bunların etkisi sınırlı. Çünkü dışarı çıktığınız zaman polen her yerde. Esas olarak ilaç tedavisi kullanıyoruz. Sen nasıl bir tedavi kullanıyorsun ilaç tedavisi? Şu anda başlamadık ama geçen sene ne kullandın? Geçen sene beni en rahatlatan şey alerjik hap oldu.
Yaşadığım anda direkt alerjik hap kullanıyordum. Biz onları anti-istaminik diyoruz. Genelde hafif şikayetli olan hastalarımızı burnundan sıkılarak ya da hap şeklinde öneriyoruz. Çok da güzel ilaçlar var Türkiye'de, etkili. Uyku yapıyor mu? Ben hiç yan etki olarak uyku yapmıyorum. Bazı hastalarınız da yapabiliyor. Bazı hastalarımızda da mesela A ilacı daha iyi geliyor. Öbür hastalarda da B ilacı iyi geliyor. Aslında bütün ilaçlar çok iyi. Anti-istaminik olarak adlandırdığınız zaman kişisel cevap farkı olabiliyor. Bir de böyle biraz daha yakınmaları belirgin vakalarda da kortizonlu burun spreyi kullanıyoruz.
Kortizonlu burun spreyleri alerjik hesabı baskılayan çok iyi ilaçlar. Kortizon deyince biraz tedirgin oldun mu? Evet. Ne tedirgin ediyor seni kortizon konusundan? Sürekli verdiği zarar olduğunu düşünüyorum. Halk arasında bir inanış olarak. Genel olarak kortizonla ilgili olumsuz algılar değil mi? Olumsuz algılar. Doğru. Hap şeklinde ya da iğne şeklinde de uzunca süre, orta uzun süre verildiği zaman şeker yapabiliyor, tansiyon yüksekliği, tüylenme artışı, mide ağrısı, kilo alma gibi çeşitli kemik erimesi gibi yan etkiler yapabiliyor. Ama alerjiyi de en iyi baskılayan ilaç grubu kortizonlar harca.
Onun için de alerji özelinde bölgetel kortizonlar üretilmiş. Çok uzun süren çalışmalar sonucu. Ben mesela bir tanesini biliyorum. 25 sene o çalışma yapılmıştır. Bölgetel ilaç bulunsun diye. Mesela alerjik mevzesi varsa burna sıkılan kortizon. Egzaması varsa cilde sürülen. Asmı varsa ağızdan hava yoluna alınan ilaçlar şeklinde. Ve bunların içinde dozlar çok düşük ve sadece bölgetel etki yapıyor. Şeyi son derece düşük böyle sistemik dediğimiz biraz önce saydığım yan etkiler neredeyse hiç görmüyoruz. Son derece emniyetli. Gebe hastalarımızda bile kontrol edilir şekilde kullanabiliyoruz durumlarına uygun bir şekilde.
Dolayısıyla biraz daha şikayetli belirgin hastalarımıza kortizon spreyleri öneriyoruz. Ama ilaç tedavisinin muhakkak doktor önerisiyle alınması lazım. Çünkü evet baktığınız zaman 2-3 tane ilaç var gibi görünüyor. Ama herkese göre verilecek karar değişebiliyor. Ona dikkat ediyoruz. Bir de aşı tedavisi var. Hiç duydun mu aşı tedavisini? Aşı tedavisini hiç duymadım. Şimdi aşı tedavisi şöyle bir şey. Şimdi mesela hayatta böyle sık sık karşılaştığımız bazı şeylere tepkisiz kalırız değil mi? Böyle der geçeriz. İşte tolerans gelişmiş oluyor. Böyle mesela üzücü bir haberiz.
Peş peşe benzer üzücü haberleri aldığımızda ilk başta etkilenirken sonra o kadar etkilenmeyebiliyoruz. Bu doğal, beklenen bir şey. Tolerans deniyor buna. Aynısı bağışıklık sisteminde de oluyor. Alerji olan polene karşı polenin yavaş yavaş tekrarlayarak ve yükseltilerek verilmesiyle bağışıklık sisteminde de tolerans geliştiriliyor. Öyle olursa ne oluyor? Bahar döneminde polenle dışarıdan karşılaştığında bu sefer eskisi kadar etkilenmemeye, eskisi kadar şikayetin olmamaya, eskisi kadar ilaç ihtiyacı olmamaya başlıyor. Ama her hafta da önermiyoruz. Yakınmaları uzun süren, ilaç tedavisiyle iyi yanıt sağlayamadığımız hastalarda önerdiğimiz bir tedavi.
Yine alerji minoji uzmanları için tabi ki yapılması gerekiyor. Bu tedavi korunma ve aşı tedavisi kararlarının hepsinin hastalarımız ve yakınlarıyla birlikte, alerji minoji uzmanlarıyla birlikte verilmesi gereken kararlar olarak görünüyor. Ben sana bir şey soracağım. Alerji ne kadar etkiliyor hayatını? Ayrıca baharda ne oluyorsun? Mesela yaşam kriteri nasıl etkileniyor? Uykun nasıl, gündüz? Mesela bahar döneminde sınav döneminde. Evet. Ne yapıyorsun, nasıl başa çıkıyorsun? Yani beni direkt etkiliyor. O an yaptığım işi yapamıyorum. Çünkü burnum kaşınıyor, biriyle konuşurken konuşamıyorum. Bir iş yaparken beni çok rahatsız ettiği için direkt engelliyor yani.
O yüzden ben direkt bu durumu yaşadığımda ilaca başlıyorum. Başlayınca rahatlıyorsun. Başlayınca rahatlıyorum. Aslında evet. Yani ilaçlar son derece etkili. Yeni gelmişken de bu alternatif tedavi yaklaşımları uygulanıyor, duyuyoruz. Bitkisel tedaviler vesaireler. Bizim ilaç olarak kullandığımız ürünler, aslında Covid döneminde halkımız da aşina olmuştu. İlaç farklı çalışmalarından geçtikten sonra yani emniyeti ve etkinliği binlerce insanda gösterildikten sonra önerilen ilaçlar oluyor. Benim biraz önce söylediğim, beraber konuştuğumuz ilaçlar da bu kapsamda olan ilaçlar dolayısıyla. Ama şeyler ve hepsi ruhsatlı. Saat bakanlığı tarafından bunların hepsinin ruhsatı verilmiş durumda.
Ama bu katkı maddeleri, bitkisel ürünler, saat bakanlığı tarafından onaylı ürünler değiller. Kişisel bazda işte ara kişisi kullanıyor. Aa bu bana çok iyi geldi diyor. Komşusuna söylüyor. O kullanıyor ama onda çok daha farklı şeyler olabiliyor. Tehlikeli boyutları var. Özellikle alerjisi olan hastalarımızın içerinin ne olduğu hakkında çok bilgi sahibi olmadıkları ürünleri kullanmamalarını öneriyorum. Bizim uyguladığımız yaklaşımlar kanıta dayalı tıp dediğimiz uygulama. Yani kanıtlarla ilerliyoruz. Ama onlar birazcık daha henüz kanıt düzeyleri olmayan tedavi yaklaşımları. Zaten olduğu noktada biz de önermeye başlıyoruz.
Ama şu an için önerilen bir tedavi yok. Kullanmamalarını öneriyoruz hastalarımıza. Peki alerjik mevzu olma ile ilgili seni endişelendiren bir şey var mı? Merak ettiğin başka bir şey? Şu an devam eden durum gelecekten olacak diye düşünüyorum. Bitecek mi yoksa artmaya mı devam edecek. Çünkü zaten ben belli bir yaşa kadar, 18 yaşına kadar bu durumu yaşamıyordum. Bundan sonra birden başladı. Birden düşecek mi daha mı artacak hiç bilmiyorum. Şimdi şöyle aslında alerji en çok ergenlik ve genç erişkinliğin hastalığı.
Yani senin yaş grubunda 10 kişiden 2'sinde ya da 5 kişiden 1'inde alerjik mevzu görüyoruz. Yani çok yüksek bir oran bu. Zaten mesela benim kızım alerjik. Kızımın arkadaşlarının büyük bir çoğunluğu alerjik. Aynen senin gibi Polen alerjisi var onların da. O kadar çok duyuyorum ki senin de daha altındaki gruptan. Ciddi bir alerjik nesil geliyor gördüğüm kadarıyla. Onlar büyüyünce tabi dize geçecekler. Şimdi şöyle alerjik mevzu sık sıklı alerjik mevzu veya işte konjüktivit. Böyle oluyor çoğu hastalığında. Çünkü Polenler büyük alerjenler.
Burunda tutuluyor. Akciğe de ulaşması biraz daha zor. Ama bu demek değildir ki aksın olmayacak. Olabiliyor. Özellikle de ailede ölçüsü varsa. O yüzden hastalarımız aslında bu konuşmayı yapmamızın amacı da farkındalık yaratmaktı. Hani böyle 2-3 ay sırf geçtiği için unutuluyor. Öbür sene gelince birden hatırlanıyor. İşte bir antihistamin alıp geçiriyorlar. Ama aslında burada olay sadece o değil. Alerjinin en önemli noktası neye alerjiniz var? Buna nasıl maruz kalıyorsunuz? Bunun sizin üzerinizdeki etkisi nedir? Nasıl korunabiliriz? Nasıl tedavi etmeliyiz? Bu tablo tamamlandıktan sonra zaten hastalarımız öğreniyorlar tedavilerini ve devam ediyorlar.
Şimdi senin soruna tekrar dönecek olursak bu büyük olasılık bu şekilde devam edecek. Burada önemli nokta mesela ilk tanı anında bir mevsim muhakkak skorlarla takip ediyoruz. Hani yakınmalarını kaybetmelerini istiyoruz hastalarımızın. Ki ilaç kullanımıyla skorları nasıl gitmiş? Yakınmaları nasıl olmuş? O sırada tolan sayımı nasıl? Masaya koyuyoruz Ekim ayında. İşte ayrıca senin şikayetin 2 ay olmuş. Kortizomlu burun spreyi sana yetmiş. Tamam biz böyle devam edeceğiz diyebiliriz. Veya diyebiliriz ki ayrıca senin çok uzun sürmüş şikayetlerin 4 ay bak şikayetin olmuş.
Bütün ilaçları kullanmamıza rağmen hala şikayetin var. Hem de aşı düşünebiliriz. O zaman aşıyla ilgili şeyleri önümüze koyup birlikte tartışarak artısı eksisi yapacağız. Aşın başlanmasının aslına karşı koruyucu etkisi var. Artı yeni duyarlanma yani bir alerjik bir başka şeyle alerjisi olabiliyor. Onu azaltma olasılığı var. Yani aşının öyle bir koruyucu yanı var. Öyle bir şey yapılabiliyor. Onun dışında diyelim aşı yapmadık ki çoğu hastamızda da yapmıyoruz zaten. Az hastamızda gerekiyor. Takip ediliyorsunuz. Yılda bir kere doktora gitmek gerekiyor. Sebebi de ilerleme varlığı.
Nasıl yeni ilaç çıkmış olabilir. Hani şöyle bir gözlem geçirmesi açısından. Genelde aslında çok dönüşmüyor. Bekleniyoruz ama bu demek değildir ki olmayacak. Onun için takip önemli. Yani hani bu alerji tabii ben antihistamini alayım geçsin. İşte komşumdan duydum ondan gördüm. Değil. Muhakkak en az bir kere bir değerlendirme yönünden alerji hekimlerine başvurmaları lazım. Bak seninle konuştuk. Bak işin göz kısmı var kulak kısmı var asmatik kısmı var. Tedavinin çeşit çeşit boyutu var. Senin tedavi nerede? Başkasının tedavisi farklı olabilir. Kendine uygun tedaviyi almak ve doğru tanıyı ve kendi komponentleri belirlensin diye muhakkak bir alerji hekim tarafından görülmesi çok önemli.
Senin kötüsü gelecek beklemiyor. Öğreneceksin hastalığı yönetmeyi. Çünkü 2-3 tane ilaç var. Polansak dinini kullanmayı öğreneceksin. Yılda bir kere de yıllık kontrollerini yaptırdığında bunun hayatının içinde yeterli ve yaşam kalitesini koruyabildiğini göreceksin. Zaten yaşam kalitesi korunmuyorsa aşırı düşünüyoruz mesela öyle durumda. Ama öbür türlü zaten korunuyor demek olacak. Hastama dönüş olasılığı düşük. Aile ölçüsü biraz önemli. Annen de bildiğim kadarıyla hastam var. Annen ilaç kullanıyor diye hatırlıyorum. Seni mesela izleyeceğiz. Ama dönüşmeme ihtimali de var. Onu bilemeyiz. Onun için bir şey söyleyemeyiz.
Ama bu şekilde takip ederek şimdiden 10 sene sonra şöyle olacak diyemeyiz. Bunun doğru cevabı doktora gelip durumunun düzgün ve detaylı tespit edilip uygun tedavini belirleyip aralıklarla takip edilmesi. Yılda en az bir kere takip edilmesi en emniyetli zon olacaktır. Buna söyleyebileceğim en doğru cevap sanırım bu olacak. Benim kediye alerjim çıkmamıştı ama köpeğe çıkmıştı. Bu da beni çok üzmüştü. Köpek alerjim ileride nasıl olacak? Köpekle herhangi bir köpekle temasında bir şey oluyor mu şu anda? Hiç olmuyor. Aslında bildiğim kadarıyla kedi benziyordum.
Uzun yıllardır aslında kediyi beklerdik. Şimdi bu çok önemli nokta. Bir şeye alerjisi olanın başka bir şeye de alerji geliştirme olasılığı yüksek. Şimdi testin de pozitif ama şu anda bir şikayetin yok. Hani demin demiştim ya şikayetle uyumlu olduğunda biz onu alerjik zinit diye söylüyoruz. Ama senin şu anda yok. Ama testin pozitif. Bu da şu demek. Sen iç ortamda özellikle köpekle karşılaşırsan gelişebilir. Köpeğe klinik devretler çıkabilir. Ama dış ortamda açık hava, beslemende çok sakınca yok. Kedinin çıkmaması belirsiz sürpriz oldu.
Çünkü çok yoğun temasın var. Bir yandan da iyi oldu evde kedi var. Ama o da bir taraftan şöyle takip etmemiz gereken bir şey senin üzerinde. Yani bir şeyler çıkabilir. Senin üzerinde, hastalarımızın üzerinde, her bir kedinin kendi üzerinde ona uygun bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bizim işimiz biraz hafiyelik işi gibi. Dedektiflik yapıp. Ben mesela hastalara halılarını soruyorum. Terbiyelerini soruyorum. Bir hasta şey demiş. Ne kadar meraklısınız? Ve yani muayenede ayağına kadar bakıyorum. Ben burnun için gelmiştim. Siz ayağıma kadar baktınız diye.
Hala beni mahvediyor bu arada. Öyle mi? Ne yapıyor? Kokusu, özellikle ıslandığında falan bir şey olmadı. Direkt burnuma geliyor. Aslında çok önemli bir noktayı söyledim. Sadece analizlerle değil. Bazı uyaranlar da burnu tetikler. Burnun aşırı cevaplı hale geliyor. Mesela sigara dumanı, toz, keskin kokular, nemli ortam, hava kirliliği bunlar etkileyebilir. Seni etkiliyor mu? Şimdi neyini söyledin? Kokuyu söyledin. Direkt etkiliyor. Parfüm kokuları. Ama mesela parfümde de hepsi olmaz. Çakma parfümleri etkiliyor. Evet. Yani daha niteliği, içeriği iyi olanlar çok etkilemiyor.
İçerik sıkıntısı olanlar biraz etkileyebiliyor. Ona da hastalarımızın dikkat etmesi gerekiyor. Peki senin hastalarımız için söylemek istediğin bir şey var mı? Yani var. Eğer bir şikayet yaşıyorlarsa direkt kendileri antistaminiklik ya da hap kullanmak yerine direkt bir doktora başvursunlar. Bir aylarca imaj alıyorlar. Kendilerini takibe alsınlar. Doktor kontrolünde olsun. Hayatları boyunca bu problemlere en düşük seviyeye inebilir diye düşünüyorum. Evet. Zaten bunun da amacı o. Yani tanımlandığı zaman daha kontrol altında tutabildiğiniz bir şey. Ayrıca alerji takip eden, alerjik hastaları takip eden, senin gibi hastaları takip eden hekimlere önerin var mı? Size geldiğimden sonra bunu daha iyi anladım.
Detaylı sorular, aile öyküsünü sormak, yani aklıma gelemeyen soruları sormak en büyük önerim. Detaylı öykü sormak. Kesinlikle bazen, özellikle de hayvan alerjisinden detaylı sormak gerekiyor. Çünkü bazı hastalarımız gönderin evden, gideceğimizden çekindikleri için söylemiyorlar. Öyle bir şey de oluyor. O komponent artı tetikleyicileri öğrenmek, çevresel şartlarını öğrenmek, nerelerde, müdahale alanları, savaş alanlarını bize söylüyor. Dediğim gibi alerjide öykü çok önemli. Tam bir dedektiflik yaptığımız kutu oluyor. Bir hasta olarak da sen de bunu ifade ettin. Ayrıca size teşekkür ediyorum. Ben çok yararlandım.
Hem de keyif aldım. Ben de çok keyif aldım. İlk oturumumuzu seninle yapmış olmak da beni çok mutlu etti. Çok da heyecanlıydım. Çok teşekkür ederim katıldığın için. İnşallah belki başka bir programda tekrar bir araya geliriz. Sevgili izleyenlerimize de bizi dinledikleri için, izledikleri için çok teşekkür ediyoruz. Başka bir Söyleş'le görüşmek üzere. İyi günler diliyorum. Altyazı M.K.