Home Page
cover of Sesli Makale: Devletiniz Ne Kadar Totaliter?
Sesli Makale: Devletiniz Ne Kadar Totaliter?

Sesli Makale: Devletiniz Ne Kadar Totaliter?

GUWUSTEGUWUSTE

0 followers

00:00-08:10

Nothing to say, yet

Podcastmusicspeechpizzicatospeech synthesizermusical instrument
2
Plays
0
Shares

Audio hosting, extended storage and much more

AI Mastering

Transcription

SESLİ MAKALE DEVLETİNİZ NE KADAR TOTALİTER? KÜRESEL ELİT ŞEYTANLAR, BÜYÜK SIFIRLAMAYA GEÇİŞ SÜRECİNİN GENİŞ OLARAK TEST EDİLMESİ AMACIYLA AMERİKA'YI PİLOT ÜLKE OLARAK SEÇMİŞ OLABİLİRLER Mİ? ANAYASALARDA DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜK VE SOSYAL DEVLET İLKELERİ YER ALSADA, BU İLKELERİN İDARI UYGULAMALARDA NE DERECE HAYATA GEÇİRİLDİĞİ SIKÇA TARTIŞILAN BİR KONUDUR. Bu makalede, otoriterlikle suçlanan ve bu yolda ilerlemesi halinde totaliter bir devlet olacağına dair endişeler bulunan Amerika'yı inceleyeceğiz. Amerikan halkının, küresel elitler tarafından adım adım inşa edilen ve tek dünya totaliter devletinin yapı taşlarını henüz fark edemediler. Biden yönetimi otoriter Amerika'yı daha totaliter bir yapıya dönüşüyor. Bu yapı, derin devleti ya da küresel elitler olarak tanımlanan, Amerikan devletinin çeşitli kademelerinde etkin olan kişi ve grupları, düşünce kuruluşlarını, gizli hükümeti, kurumsal elitleri, polis ve gözetim devletini, askeri sanayi kompleksini, düşünce kuruluşlarını ve istihbarat ağlarını içermektedir. Bu kısa girişi okuduğunuzda, bize ne Amerika'dan, demeniz mümkün olabilir. Fakat bu soru, Türkiye'deki pek çok kişinin Amerika'daki olaylara bakışını yansıtan yaygın bir tepkidir. Bu tepki, Amerika'nın dünya politikalarındaki etkisini ve Türkiye'nin bu politikalardan nasıl etkilendiğini tartışmaya açar. Bu makalede ele alacağımız konuları okuduğunuzda, bu olaylar şu an başka bir yerde gerçekleşiyorsa, ve ben kendi ülkemde bunların olabileceğine şahit olmasam bile, çocuklarım veya torunlarım yaşarsa ne olur, diye düşünmeden edemeyeceksiniz. Öyleyse başlayalım anlatmaya. Birçok ülkenin medyası, Amerika'daki önemli gelişmeleri göz ardı edebilir. Eğer bu konuları kendi ülkenizin medyasında bulabiliyorsanız, bu, şanslı olduğunuz anlamına gelebilir. Amerika'nın sunduğu fırsatlarla ilgili yaygın imajın tersine, oradaki baskıcı polis güçlerinin varlığı, ülkenin totaliter yönlerini ortaya koyuyor. Biz de bu bilgileri değerli okuyucularımıza aktarmayı hedefliyoruz. Polis yapısı, bürokrasi, gizlilik, sürekli savaşlar, şüpheli bir ulus oluşturma, militarizasyon, gözetleme ve geniş polis varlığı gibi özelliklerle tanımlanabilir. Günümüz Amerikan polis kültüründe bireyler, acımasız saldırılara, tacize ve hesap sorulmadan tutuklamalara maruz kalabilmekte, bu durum, haklar bildirgesinin, polis yapısı için pek önem taşımadığını göstermektedir. Amerika'da, terörle mücadele adı altında özgürlük ve mülkiyet hakları izah edilen hükümet politikası mevcuttur. Yaklaşık 1500 polis departmanı, gözetleme amacıyla insansız hava araçlarını kullanmaktadır. Yasal sınırlamalara rağmen, izinsiz ve sürekli havadan gözetleme artmaktadır. Bu gözetleme, acil durumlar gibi suistimali açık bahanelerle yasal sınırları aşarak devam etmekte ve insan hakları ihlallerine yol açmaktadır. Hükümetin zengin ve güçlü kişilerin elinde olduğu, özel çıkar gruplarına ve lobi faaliyetlerine öncelik verilmekte olması, demokrasiye zarar verebilecek bir rolü karşı ve faşizme yol açabilecek bir polis devletine dönüştürdü. Polis güçlerine 18 milyar doları aşkın askeri silahlar, araçlar ve ekipmanlar sağladığı ve bu durumun, küçük kasabalarda vatandaşların protesto direnişlerini savaş durumlarıymış gibi bastırmasını olanak tanıdığı belirtiliyor. Ayrıca, uluslararası hukuku ihlal ederek, ulusal çıkar ve milli güvenlik bahanesiyle halka karşı kullanılmak üzere milyonlarca mermi stoklandığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Bunun yanında internete bağlı cihazlar, günlük yaşamımızı düzenlememize ve kontrol etmemize yardımcı oluyor, ancak aynı zamanda, polisin potansiyel şüphelileri tespit etmesinden sürücüsüz araçların yolları doldurmasına kadar birçok alanda, biyometrik verilerin izlenmesi ve gözetlenmesi gibi gelecekteki geniş çaplı gözetim yapılarına zemin hazırlıyor. Ayrıca özel hapishanelerin kar amacı gütmeleri, küçük suçlar işleyen pek çok kişinin hapse atılmasına ve hapishanelerin sürekli dolu kalmasına sebep olmuş, bu da milyarlarca dolarlık bir endüstriye dönüşmüştür. Bu durum, mahkeme kararlarının vatandaşların hakları ve polis devleti ile olan eşitlik ilkesini ihlal edecek şekilde kullanılmasına yol açmıştır. Plaka tanıma sistemleri, polis ve özel şirketler tarafından araçları takip etmek, vatandaşlar hakkında bilgi toplamak ve geniş bir izleme ağı kurmak amacıyla kullanılıyor. Güvenlik ve trafik yönetimi gibi alanlarda yararlı olmakla birlikte, bu sistemlerin kişisel mahremiyet üzerinde oluşturabileceği riskler ve büyük biraderin lehine, küresel bir gözetim ağına dönüşme ihtimali de bulunmaktadır. Federal Hükümet, Acil Durumlar veya Sıkı Yönetim Dönemlerinde, Ordu ve Federal Acil Durum Yönetim Ajansı FEMA tarafından kullanılmak üzere, ulusal güvenlik tehdidi olarak kabul edilen vatandaşlarıyla ilgili, Ortak Çekirdek adında bir veri tabanı tutmaktadır. Polis güçlerinin askerleşmesi artış gösteriyor ve sıvat ekipleri, gündelik polis operasyonlarında daha yaygın bir şekilde yaralıyor. Her yıl 80.000'den fazla paramiliter baskın yapılmakta. Bu baskınlarda kapılar zorla açılıyor, özel mülkiyetlere hasar veriliyor, insanlar endişeleniyor ve suçlular ile potansiyel tehditler hedef alınıyor ki bu durumlar bazen ölümcü sonuçlar doğurmaktadır. Patokrasi ve ön suçlar ise dikkate değer meseleler arasında bulunmaktadır. Federal hükümetin veri toplama ajansları, davranış bilincileri, şirketler, sosyal medya platformları ve topluluk organizatörleri gibi çeşitli aktörler, aşırılık yanlısı olarak nitelendirilen kişileri ve muhalifleri belirlemek ve bu kişilere karşı önlemler almak için farklı yöntemlere başvurmaktadırlar. Gözetim, yüz tanıma, tahmine dayalı polislik, biyometri ve davranışsal epigenetik gibi gelişmiş teknolojiler, muhalifleri tespit etmek amacıyla kullanılmaktadır. Polis kuvvetleri, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere, şok tabancaları, elektroşok cihazları ve plastik mermiler gibi potansiyel olarak ölümcül olmayan silahları zor kullanma araçları olarak kullanabilir. Silahsız vatandaşlar, sorgulama amacıyla bu silahlarla vurulup daha sonra sorgulanabiliyor. 2009 yılından bu yana hükümet, Uyanık Kartal Operasyonu olarak adlandırılan bir izleme sistemi kullanılarak, katıldıkları savaşın psikolojik etkileri nedeniyle askeri gazileri aşırılık yanlısı ve potansiyel bir iç terör tehdidi olarak değerlendirmekte ve onları sürekli olarak izlemektedir. Özel mobil tarayıcıları ile devlet bilimleri, x-ışınları veya radyo dalgaları kullanarak bireylerin evlerini gözlemleme yeteneğine sahiptir. Yüz tanıma yazılımları, insanların hareketlerini sürekli izleyerek, her adımın takip edildiği ve kaydedildiği bir toplum oluşturuyor. Bu teknolojiler, hükümet yapanlarının potansiyel şüphelileri hızla tanımasına ve böylece kapsamlı bir gözetim ağını gerçekleştirmesine olanak tanırken, aynı zamanda yok edilmesi gereken hedefler olarak belirlenmeye de açık hale getiriyor. Gençler ise, anlaşılması zor ve önemsiz gibi görünen suçlar yüzünden ağır cezalara çarptırılabiliyor. Eyaletlerde sıkça değişen yasaları takip etmekte güçlük çeken gençler, bazen farkında olmadan yasa dışı hareketlerde bulunabiliyor ve bu da cezai işlemlere neden olabiliyor. Mesela, öğrencilerin okula öksürük şurubu, göz damlası, siyah ruj, tırnak makası, gargara gibi basit eşyalar getirmesi ya da katlanabilir tarak gibi sustalı bıçağa benzeyen aletler taşıması bile cezalandırılabilir bir durum oluşturabiliyor. Bu durumlar, gençleri sanki mahkûm ya da polis olmaya veya polis için çalışmaya mecbur bırakan bir çaresizlik içine sokabiliyor. Bu kadar örnek yeterli olacaktır. Gelelim asıl soruya. Amerika hükümeti daha totaliter hale gelirken, peki ya diğer devletler ne haldeler? Amerika Birleşik Devletlerindeki konu ettiğimiz uygulamaları kıyaslayarak, devletlerin ve hükümetlerin otoriterlik düzeyleri ve totaliter olma potansiyellerini karşılaştırılabilir. Yaşadığınız devlet ve hükümet bu türden olmasa bile, ileride bu yönde uygulamaları hayata geçirme eğilimine göre ölçümlemeler yapılabilir. Şunu da eklemek gerekir ki, küresel elit şeytanların büyük sıfırlamaya geçiş sürecinin geniş olarak test edilmesi amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri'nin pilot ülke olarak seçildiği görülüyor. Bu makale, insanlık onuruna ve özgürlüğüne değer veren, her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin yenilmez olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan büyük sıfırlama gibi hedeflerini, asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Guwuste.com Kalk ve uyar, kötülüğe de dur de. Makalemizi beğendiyseniz paylaşmayı unutmayınız.

Listen Next

Other Creators