Details
Nothing to say, yet
Big christmas sale
Premium Access 35% OFF
Details
Nothing to say, yet
Comment
Nothing to say, yet
The transcription discusses how our fear of speaking in public may be rooted in negative experiences from our past, such as being scolded by our parents or not finding the support and confidence we needed. It mentions that talking to ourselves is a reflection of the thoughts and emotions we carry internally, and the messages we send to our subconscious can shape our beliefs and behaviors. The power of our subconscious mind is highlighted, as it easily accepts and acts upon the commands we give it. The importance of being aware of our thoughts and beliefs is emphasized, as they can influence our experiences and outcomes. It suggests that we can learn to protect ourselves from negative influences by understanding the laws of our subconscious mind and being conscious of the thoughts we feed it. The transcript also mentions that our beliefs and attitudes are formed through repeated thoughts and experiences, and they can manifest in our behaviors and emotions. It advises against dwelling on Dışına servis yapmadan önce mutfağı düzenleyelim. Konuşmaktan korkmayı nasıl öğrendik? Ortaokuldayken sınıfta sözlüğe kalktığımızda yaşadığımız olumsuz bir tecrübe, bir topluluk karşısında ebeveynimizin bizi azarlaması ya da gerektiğinde ihtiyaç duyduğumuz güven duygusunu ve madeni cesareti yakınlarımızdan bulamamız, konuşma korkusunu bilinçaltımızda programlanmış olabilir. Sen de bu korkuyu yaşayanlardan biri olabilirsin. Bazen kendi kendine konuşuyor musun? Karşısında bir varmış gibi konuştuğun veya kendi kendine söylediğin zamanlar olmuştur. Bu sırada bazen içinden geçenleri yüksek sesle söylediğini fark etmiş bile olabilirsin. Bu senin için içe dönüp konuşma düşüncenin ve içinde tutmak istemediklerinin bir parçasıdır. Bu esnada söylediklerinin bilinçaltına yüklediğin ve kodladığın şeylerin o bilinç dünyanda kendini gösterme gücünü de oluşturduğunu fark etmiyor olabilirsin. Kendi kendine konuşmak, bil ki içinde yüz binlercesinin yaptığı düşünce trafiğinin küçük bir dışa yansımasıdır. Hepimiz kendimizle sürekli konuşuruz. Kendi kendimize yaptığımız konuşmalar çoğunlukla bilinçsiz konuşmalardır. Çoğu zaman bunların farkında bile olmayız. Kendimizle yaptığımız konuşmalar söze dökülmüş kelimeler ya da söze dökülmemiş düşünceler hatta duygular şeklinde olabilir. Her yeni düşünce tutunabilecek bir kısım eski düşünceler kendini de beyinde tutunacağı münasip bir yere bulur. Sinir sistemindeki bu iletişim yolu düşüncelerden inanca doğru giden sağlam asfalt yollar yapar kendine. Bunun anlamı bir düşünceye ne kadar uzun süre inanırsanız o düşünce o kadar gerçek demektir. Bu arada kendi hakkında söylediğin her şey bilinçaltına yönelik bir direktif olabilir. Bu durumda kendinle ilintili olumsuz bir ifade kullanıyorsun ve her sefer bilinçaltını kendini tam olarak tanımlamadığın gibi olumsuz tutum ve davranışların kalıplarını oluşturacak şekilde yönlendiriyorsun demektir. İşte kendi kendine konuşmalarına konu olan içeriklerden bazıları şunlardır. Ben bu kadar insanın karşısında nasıl konuşacağım? Bilinçaltına gönderdiğim mesaj şudur. İnsanların karşısına konuşmak için çıktığım zaman konuşmamı zorlaştıracak bir çok sorun çıkar. Düşüncesi olacaktır. İkincisine geldiğimiz zaman çok çekingenim. Niye kendimi rahat bırakmıyorum? Bilinçaltına gönderdiğim mesaj şudur. Madem çok çekingensin, öyleyse bunu konuşma sırasında herkese göster düşüncesi olacaktır. Bunlar en iyi bildiğim konular. Ama ya karıştırırsam? Bilinçaltına gönderdiğim mesaj şudur. Bu konuda her şeyi biliyorum ama yine de bazı yanlışlar yapmaya hazır olmalıyım düşüncesidir. Bu imkansız. Niçin bu işler hep bana ihale edilir? Bilinçaltına gönderdiğim mesaj şudur. Benden başka enayi bulamadınız değil mi? Ben bunları konuşmak istemiyorum ve bunu herkes zamanı geldiğinde anlasın istiyorum ifadesi olacaktır. Kan beynime hücum ediyor. Kendimi ölecekmişim gibi hissediyorum. Bilinçaltına gönderdiğim mesaj şudur. Bir şeylerin ters gittiği gideceği muhakkaktır. Madem ki öleceğim en azından konuşma sırasında kendimi kötü hissetmeliyim düşüncesi olacaktır. Ne ekersen onu biçersin yasası hayatın yasasıdır. Başına gelmesinden korktuğun şeyleri düşünmeye başlarsan kısa bir süre sonra bu olumsuzlukların oluşmasına zemin hazırlarsın ve sen hep korktuğum şeyler başıma geliyor dersin. Misali, bu olumsuzluklardan sıkça etkilenirsin. Bilinçaltının yasalarını bilirsen kendini bunlardan nasıl koruyabileceğini, senin nasıl olumlu etkileyebileceğini veya olumsuz bir etkiyi tesirsiz hale getirebileceğini öğrenirsin. Bilinçaltımız bir sünger gibidir. Bilince sık ve kesin olarak ona söylediğimiz her şey hatta bir yalana bile kolayca inanacaktır. Bir kere beyne kodlanmış ne emir aldıysa onu yerine getirir. Çünkü kendisine söyleneni olduğu gibi kabul eder ve yapar. Her gün bilinçli bilinçsiz binlerce düşünce beynimize konusuna göre daha önce belirlenmiş dosyaların arasına girmek üzere yol alır. Bu düşüncelerin desteklenmesiyle inançlarımız oluşur. İnançlarımız, davranışlarımızın alt basamağı olan tutumlarımız genel kanaat ve referanslı düşüncelerimizdir. Çok defa duygularınızın veri tabarını oluşturur. Örneğin yapacağın bir konuşma öncesi çok heyecanlanıyorsunuz. Bunun sebebi hatırladığın bir düşünceden olmayabilir. Sistem onu otomatiğe bağlamıştır. O bir anda kendini sürecin içinde bulur. Söyleyeceklerini hatırlamamak, terlemek, aşırı huzursuzluk, olayın psikolojik veya fizyolojik sonuçlarını o anda yaşamaya başlayabilir. Bu sebeple bilinçli bir çabayla hazırlık yaptığın süreçler, daha önce bilgi altına kayıtlı olan endişe kodlarınla çatışmaya başlar ve istemediğin şeyler peş peşe bir program dahilinde ortaya çıkar. Aslında bir sonuç tesadüf değil. Daha önceki çabalarının kaygı zemininde kendine yer bulamaması şeklinde de yorumlayabiliriz. Bir anlamda ne ekersen onu biçersin sistemi. O zaman şunu anlıyorsun. Düşündüğün ve seni kaygılandıran muhtemel olumsuzlukların zamanla bilinç altına ekmişsin. Yeri ve vakti gelince bunların tezahürlerine mazur kalıyorsun. Kaybettiklerimizden aldığınız dersleri kaybetmeyin.