Sesli Makale: Eşcinsel Aktivizme Yönelik Sorular ve Eleştiriler (4)

The article discusses various criticisms and questions towards gay activism. These criticisms stem from different social systems, cultural beliefs, and individual perspectives. The objections are often based on religious and cultural values, moral and ethical concerns, and fear of social change. The article addresses specific criticisms, such as the rush to diagnose psychiatric disorders in homosexuality, the misconception that intimate same-sex friendships indicate homosexuality, the negative impact on population growth and demographics, the biological argument against homosexuality, the potential social consequences of individual choices, and the question of who determines societal norms and moral standards. The article emphasizes the importance of understanding and respecting diverse perspectives while promoting transparency and honesty in discussions about homosexuality. It also challenges the idea of imposing homosexuality propaganda without informed consent. The article aims to s SESLİ MAKALE Eşcinsel Aktivizmine Yönelik Sorular ve Eleştiriler 4. Bölüm İnsanların eşcinsel aktivizmini eleştirmelerinin birçok sebebi bulunmaktadır. Bu sebepler, farklı sosyal sistemler, kültürel inanışlar ve bireysel perspektiflerden kaynaklanmaktadır. İtirazlar genellikle dini ve kültürel değerlere, ahlaki ve etik endişeler ile sosyal değişim korkusuna dayanır. Bu korku, yerleşik sosyal yapıları veya geleneksel normları sarsabilir. Bu serinin 4. bölümünde, eşcinsel aktivistlere yönelik önemli eleştirilere devam ediyoruz. İlk eleştiri aceleci psikiyatrik tanıları eleştirisi üzerine olacak. Eşcinsellik gençlerde depresyona neden olmaz, ancak eşcinsellikle ilgili korkular veya obsesyonlar, kişilik, bipolar, obsesif, duygu durum ve dürtü bozuklukları gibi çeşitli sorunlara yol açabilir. Gençlerin cinsel kimlik gelişimindeki zorlukları anlamak için, psikolojik ve sosyolojik durumlarının dikkatli bir şekilde analiz edilmesi önemlidir. İkinci eleştiri sosyal-psikolojik perspektif eleştirisidir. Genç erkek ve kadınların el ele yürüyerek veya el ele tutuşarak samimi ve sıcak arkadaşlıklar kurdukları yaygın bir yanılgıdır. Bu arkadaşlıklar normaldir ve eşcinselliğin göstergesi değildir. Ancak bazı eşcinseller bu arkadaşlıkları eşcinselliğin bir işareti olarak görmektedir ki bu da yanıltıcı ve Bazı eşcinseller inançları konusunda gerçekçi veya dürüst olmayabileceğinden bu yaklaşım çocuklar arasında kafa karışıklığına ve güvensizliğe neden olabilir. Bu arkadaşlıkları normal olarak kabul etmek ve saygı duymak esastır. Üçüncüsü heteronormativitenin aşağılanmasının eleştirisidir. Bir toplumun devamı, mesleki iş bölümünün sağlıklı işleyişi ve devletin bekası da nüfusun devamına ve çoğalmasına bağlıdır. Üremeyi sağlamanın her ulus devlet heteronormatif bir karaktere sahiptir. Heteronormatif bir karaktere sahip olmayan eşcinselliğin artması ile toplumlar evlilik ve çocuk sayısında azalma ile karşı karşıya kalmaktadır. Hiç şüphe yok ki bir toplumda heteroseksüelliğin yaygınlığı, o toplumun devamı için en önemli güvencelerden biridir. Dördüncüsü, nüfus ve demografik boyut üzerinden eleştiridir. Heterokenlik üreme için çok önemlidir. Her ulus devlet nüfusun normatif bir karaktere sahiptir. Artan eşcinsellik evlilikleri ve çocukları azaltarak heteroseksüellik toplumun devamı için önemli bir garanti haline getirir. Beşincisi, biyolojik boyut eleştirisidir. Dünyanın %90'ının eşcinsel olmadığı basit bir gerçektir. Biyolojik varlıklarını eşcinsellere değil heteroseksüellere borçludurlar. Heteroseksüel ilişkilerin korunması, doğal seçilime aykırı olduğu için insan varlığı için çok önemlidir. Eşcinsellik, türümüzün hayatta kalması için gerekli olan yeni bilgiler üretme becerisine aykırıdır. Bu nedenle, heteroseksüel bir ilişki içinde bir çocuk evlat edinmenin türümüzün yaşam sahnesinde kalması için gerekli olduğu açıktır. Altıncısı, felsefe eleştirilerdir. Eşcinsellik, bireysel tercihlerin kişisel kararlarda dokunulmaz ve sınırsız olmasıyla meşrulaştırılmaktadır. Ancak toplumsal evrimden gelen ahlaki sınırlar dogma haline getirilirse, ensest ilişkiler, insan-hayvan, insan-makine cinselliği, pedofili ve çocuk pornografisi meşru mu olacaktır? Cinsel tercihleri insan onuru açısından meşrulaştırmaya çalışmanın toplumsal çürüme ve kaosa yol açtığına şüphe yoktur. Ünlü bir İtalyan tarihçinin de belirttiği gibi, Roma İmparatorluğunun homoseksüeller nedeniyle çökmesi bunun kanıtıdır. Evrimsel boyuttan eleştiriler, eşcinsellik küresel bir eğilim olarak kabul edersek, varyasyonları üreyen birkaç insan türüne indirgeme riskiyle karşı karşıya kalırız. Bu toplumların henüz farkında olmayabileceği bir gerçektir. Yedincisi, bireysel tercihlerin sosyal etkilerini gözardı ve eleştirisidir. Sosyal faaliyetlerdeki bireysel tercihlerin hem olumlu, hem de olumsuz dış sağlıkları olabilir. Bu davranışlar toplumsal normlarla çatıştığında, insanların yaşamları için tehdit oluşturabilir. Örneğin, zoofili veya pedofilinin yaygın olduğu bir şehirde çocuk yetiştirmek, bu faaliyete öncülük edenler tarafından üretilen normal, toplumsal normlarla çatışabileceği için zor olabilir. Bir soruyla devam edelim. Toplumsal normları kim belirler? İnsanların davranışlarını iyi ve kötü olarak sınıflandırırsak, normal olan nedir? Neyin iyi veya kötü olduğuna kim karar verir? Bir banka soyguncusu için bu eylem iyi olabilir, ancak başkaları için kötüdür. Bu durumda, suç kavramımızın temeli nedir? Örneğin, tecavüzü kötü kılan şey nedir? Cinayet, hırsızlık, cinsel suçlar gibi eylemler hangi normlara göre ve kim tarafından suç olarak kabul edilir? Eğer ahlaki oylama ile belirleyeceksek, silahlı insan sayısı arttığında katillerin ahlaki iyi, mağdurlarınki kötü mü Daha geniş bir perspektiften bakarsak, toplumsal düzende normlar olmalı mı? Eğer olmalıysa, bu normlar kim tarafından ve nasıl belirlenmeli? Eğer cevap hayırsa, normların olmadığı bir yaşam için hangi model önerilebilir? Evrensel ahlaki ilkeleri kabul etmeden ve yaygınlaştırmadan bu sorunlar asla çözülemeyecek. Normları, kuralları ve değerleri küresel sermaye belirlerse, dünya gerçekten güvende olabilir mi? Sosyal, kültürel ve yasal eleştirilerle makalemize son verelim. Sağlık çalışanlarının, bilgi asimetrisini en aza indirmek ve özelliklerini korumak amacıyla bir kişiye müdahale ederken bilgilendirilmiş onam almaları gerekmektedir. Ancak eşcinsellik propagandası ve toplumdaki cinsel davranışları dönüştürme çabaları toplumun yapısına bir müdahale teşkil etmektedir. Bu bilgi simetrisi, çocukların ve sosyal ağların dönüşümü gibi müdahalenin sonuçları ve olası zararlar veya tehditler sunularak sıklıkla ihlal edilmektedir. Bu bilgi bombardımanı şeffaflık ve dürüstlük gözardı edilerek ileli, ahlaksız ve ilkesiz bir şekilde yürütülmektedir. Bu bilgi simetrisinin manipülasyonu, eşcinsellik propagandasını uygun bir tartışma veya rıza olmaksızın topluma empoze etmeyi amaçlayan ileli, ahlaksız ve ilkesiz bir yöntemdir. Vedat Kat, bu makale, insanlık onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin yenilmez yanındasını oluşturmak değildir. Aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan büyük sıfırlama gibi hedeflerini, asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Hulusi.com. Halk ve uyar, kötülüğe de durdu. Makalemizi beğendiyseniz paylaşmayı unutmayınız.